Mahmut’un Memleket Sorunsalı

Mahmut da benim gibi İstanbul’da doğmuş büyümüş. Hatta anne ve babası da öyle ve büyükanne-babalarının bir kısmı da ama o aidiyet oluşturmaya ihtiyaç duymasına karşın İstanbul’u orijini olarak kabul etmemekte diretiyor. Nedenini çözebilmiş değilim. Sanırım ısrarla “nerelisin” diye soran ve “İstanbulluyum”u cevap olarak kabul etmeyen insanlar yüzünden. Biz de oturduk ailesinin bir soyağacını yaptık. Çok […]

Read More Mahmut’un Memleket Sorunsalı

ah şu şakacı converse

Uzuun zaman geçirdiğim üniversitemde, ve geçirdiğim o uzuuun zaman diliminde converse giymek benim bölümümde farzdı; bense bu converse dininin kafiriydim. Bir gün aynı kampüste okuyan fakat farklı bir bölümün öğrencisi olan biriyle okul dışında tanıştığımda bana “demek sen o bölümdensin, sen de kesin converse giyiyorsun, değil mi” demişti. Oysa ki hiç converse’im olmamıştı. Mezun olduğum […]

Read More ah şu şakacı converse

Deli, ne yapsa delidir; çocuklarınsa büyümesi gerekir.

Delileri severim, çocukları da severim. Çocukların küçük ve sevimli olmalarının yanında deliler, genellikle çocuklarınki gibi onları temizleyip, gözeten ebeveynlerden yoksun olduklarından pasaklı ve çirkin gözükürler, üstelik küçük ve sevimli de değillerdir. Fakat çocukların ve delilerin bir çok benzer özelliği vardır ve benim sevgimi bu ortak özellikleriyle kazanırlar. Bu özelliklerden biri sosyal kaygılardan uzak olmalarıdır. Diyelim […]

Read More Deli, ne yapsa delidir; çocuklarınsa büyümesi gerekir.

Kabul, Duygusalım!

Mahmut hep der ki sen duygusalsın da göstermiyorsun. Ben de derim ki duyguları olmayan birini hayal edemiyorum dolayısıyla bence herkes duygusal. Arada bir fark varsa o da, bu duyguların dışarı vurumunda olabilir. E ben de duygularımı göstermiyorsam demek ki senin bahsettiğin ayrımdaki “duygusal” kategorisine girmiyorum. Ama artık bu savımdan vazgeçiyorum. Bunu da buradan Mahmut dahil […]

Read More Kabul, Duygusalım!

“Al kendini git!”

Bir kadın var, adı Vicdan. Şimdi bu kadın, bir programa katılıyor ve kendisini dilendirmeye çalışan ve kızlarına tecavüze yeltenen kocasından dert yanıyor. “Kaynım bana kaydı”* cinsinden bir hikaye daha. Biz bu hikayeyi hatırlamıyoruz bile, hatırlamamızın da bir önemi yok. Alıştık da zaten varoşların bu ilişki yumaklarına, kendi evladına yan gözle bakan kötü niyetli adamlarına, madur, […]

Read More “Al kendini git!”

Blog’un Varsa Derdin Var

Bu rating kaygısı değişik bir şey; hani vezir de eder rezil de dedikleri türden. Aslında bence her durumda rezil ediyor da kendini vezir sanma durumuna yol açan bir tarafı da var ki o da rezilliğin ta kendisi zaten. Şimdi blog’u olmayan kalmadı ama yine de belirtmekte fayda var. Şimdi bu blog sağlayıcılar sizin kontrol panelinize […]

Read More Blog’un Varsa Derdin Var

Dünyayı Döndürmenin Anahtarı

Mahmut yine kendisinden beklenmeyecek bir fikri aktiviteye girmiş geçen gün. Kendinden beklenmeyen şeyleri yapmasını beklediğim insan o. Artık ne soktu da bünyeye bu hale geldi bilemiyorum. Ama tam da bu blog’a yazmak istediğim gibi bir şeydi anlattığı. Hemen aktarayım: Şimdi biz her gün çıkıp dışarı bir yerlere gidiyoruz ya. Yürüyoruz da çoğu zaman ve yürüdüğümüzde […]

Read More Dünyayı Döndürmenin Anahtarı

Hayat Ne Tuhaf, Kakalar Falan…

“Sürekli egosal tatmin peşinde olan insanın yapmakta yerden göğe kadar haklı olduğu eylemdir sıçtıktan sonra boka bakmak. Sıçmak küçümsenecek bir şey değildir. Dünyayı kurtarıyor olsanız da işi gücü bıraktırır, helaya oturtur. Ertelenememesi bir yana içinizdeyken size ağrı veren, acı çektiren bir şeyi,  vucüdunuzun hiç bir hücresinin kabul etmediği, artık, lüzumsuz ve hatta zararlı maddelerle birlikte […]

Read More Hayat Ne Tuhaf, Kakalar Falan…

Para Önemsizdir, Olduğu Zaman…

Geçen yine Mahmut’la konuşuyoruz. Dedim ki “ne zamandır parasız bir hayatın hayalini kuruyorum”. Mahmut’la konuşurken ne dediğine çok dikkat etmen gerekir. İki saat saydırdı. Aslında o benim kurduğum hayal, hayal değil gerçeğin ta kendisiymiş, götümde don kalmamışmış hala neyin hayalini kuruyormuşum, ama ben parayı buldukça, o beni parasız bırakmak uğruna kendini feda edip bütün paraları […]

Read More Para Önemsizdir, Olduğu Zaman…

Kahrolsun Moda Esirliği, Yaşasın Moda Sahili

Havaların ilk kez çizme giymeyi gerektirecek kadar soğuk olduğu gün, içimde tatlı bir heyecan vardı. Bu soğuk havada bende tatlı bir heyecan yaratabilen tek şey de tabi ki siyah çizmelerimi tekrar giyebilmem için gerekli olan hava koşullarının ülkemize geri dönmüş olmasıydı. 3 senedir hunharca giymeme rağmen hiç eskimeyecek sandığım çizmelerim, ayağıma geçirdiğim anda heyecanımın tadını […]

Read More Kahrolsun Moda Esirliği, Yaşasın Moda Sahili